Çevrelerindeki kişiler sıklıkla yaptıkların işin ne kadar zor olduğunu, kendilerinin böyle bir iş yapamayacaklarını belirtir ve onları takdir ederler. Fakat durum gerçekten birkaç takdir ve sabır temennisi ile tolere edilebilecek kadar kolay mıdır? Ruh sağlığı çalışanları, doktorlar, hemşireler, bakım personelleri iş yaşamanın getirdiği stres ve ikincil travma olasılığı ile nasıl başa çıkmaktadır?
Bu durumlarda karşımıza iki önemli kavram çıkmaktadır; psikolojik dayanıklılık ve psikolojik iyi oluş. Psikolojik dayanıklılık kavramı Peer ve Hillman (2012) tarafından bireyin yaşanan olumsuz durum ya da travmatik deneyimin olumlu bir şekilde uyum sağlayarak üstesinden gelebilmesi olarak tanımlanmıştır. Psikolojik iyi oluş ise bireyin zorlayıcı yaşam olayları karşısında kendi istek ve ihtiyaçlarını yöneterek kendini gerçekleştirebilmesi ile karakterize edilir (Tümlü, 2018).
Engelli bakımında karşılaşılan olumsuz durumlarla başedebilmek için ruhsal ve bedensel olarak sağlıklı kalmak gereklidir. Çalışanların çalışma kalitelerini etkileyen, sosyal olarak iyi olmalarını engelleyen durumlar göz ardı edilmeden hizmet vermek temel ilkelerimizden biridir. Kuruluşumuz çalışanlarının psikolojik destek ihtiyaçlarının karşılanması için psikososyal servisimiz çalışmalar yürütmekte, ihtiyaç görüldüğü durumlarda bakım elemanlarımıza psikolojik destek sağlanmaktadır. Yapılan hizmetiçi eğitimler ile çalışanların hem sağlık hem de psikolojik iyi oluş hakkında bilgilendirilmeleri sağlanmakta, engellilerle çalışırken kritik önem taşıyan öfke kontrolü, stres yönetimi, motivasyon gibi konuların üzerinde uygulamalı olarak çalışılmaktadır. Hizmet veren personelin birbirleri ile olan iletişimini güçlendirmek ve sosyal olarak verimli vakit geçirmelerini sağlamak adına, kurum dışı etkinlikler, yemekler ve özel gün kutlamaları gerçekleştirilmektedir.