Neden Rüya Görüyoruz?

Çok güzel bir rüya görürken hiç bitmesin istediğiniz oldu mu? Eğer olduysa rüya gördüğünüzün farkına varmışsınız demektir. Buna “lüsid rüya” adı veriliyor. Lüsid “berrak” demek. Rüya görürken rüya gördüğünün  farkında olmak. İnsanların yarısı hayatında en az bir kez, her 5 kişiden biri ayda bir kez böyle bir deneyim yaşıyor. Bazıları ise biraz egzersizle herkesin rüyalarını kontrol edebileceğini iddia ediyor.

Sizin başınıza hiç böyle bir şey geldi mi?

 

İyi de ben normal rüya bile göremiyorum” diyebilirsiniz. Aslında görüyorsunuz ama unutmayı seçiyorsunuz. Çünkü herkes rüya görür. Her gece en az 1,5–2 saat rüya görüyoruz. 

Neden “uykuya dalmak” gibi bir deyim var dilimizde?
Çünkü gerçekten de gece boyunca farklı derinliklerde dalışlar gerçekleştiriyoruz. Yatağa yattıktan yaklaşık 90 dakika sonra, ilk uyku döngüsünün sonunda uyanıklığa en yakın olduğumuz seviyeye yani “REM uykusu”na geçiyoruz. Bu sırada uyuyan bir kişinin gözlerine bakarsanız, göz kapakları kapalı olsa bile içinde onların hareket ettiğini fark eder-siniz. “Rapid Eye Movements” kelimelerinin baş harflerinden oluşan REM uykusunun en karakteristik özelliklerinden biridir bu: hızlı göz hareketleri. Yani rüyaların en çok görüldüğü an, aynı zamanda uyanıklığa en yakın olduğumuz bir an. Tüm vücut kapalı, göz kapakları bile. Ama gözler açık. 8 saatlik gece uykusunda giderek artan sürelerle 4 kez REM uykusuna giriyoruz ve bu sırada bol bol rüya görüyoruz. Sonra da uyanır uyanmaz ilk 10 dakika içerisinde bu rüyaları unutuyoruz.

Peki ama neden rüya görüyoruz?
Bazıları rüyaların gerçek hayatta yaşadıklarımızın bir tekrarı ya da yaşayacaklarımızın bir provası olduğunu düşünüyor. Yani bir çeşit kişisel eğitim alıyoruz uykumuzda. Bazıları da tam tersine hatırlamak için değil de unutmak için rüya gördüğümüzü söylüyor. Kötü deneyimleri, travmaları, hayattaki olumsuzlukları unutmak için. Rüyalar bir çeşit gerçeklikten kaçış sığınağı. 

Ben rüyaları bilinçaltımızın bize anlatmaya çalıştığı öyküler olarak görüyorum. Beynimizin hayat boyu topladığı bilgilerin %90'ı adeta kilitli bir sandığın, ya da şifreli bir klasörün içinde duruyor. “Bilinçaltı” denilen bu klasörü öyle çift tıklayıp açamıyoruz. İçindeki bilgilere kolayca ulaşamıyoruz. Ama onlar uykumuzda bir yolunu bulup rüya filmleri şeklinde bize hikayeler anlatıyor. Tabi bu filmler biraz karmaşık ve soyut olduğu için anlayamıyoruz ve unutuyoruz. Kolay olduğu için unutmayı seçiyoruz. Eğer onları anlamak istiyorsak önce bunu değiştirmeliyiz. Yatağın başucuna konulacak bir “Düş Defteri”yle…  Gör-düğünüz şeyler karmakarışık bile olsa, uyanır uyanmaz hatırladıklarınızı yazmak, çizmek için…

Bazılarımızda bu yetenek doğal olarak var. Onlar bu rüya filmlerini izlerken her şeyi daha berrak görüyor. Zaten uyanıklığa en yakın olduğumuz aşamalarda bu rüyaları görüyoruz. Ama çoğumuzun vücudu gibi o sırada bilinci de kapalı oluyor.  İşte bazıları vücutları uyumaya devam ederken bilinçlerini uyanık hale getirmeyi ve rüyalarını kontrol edebilmeyi deniyor. Antik çağlardan beri bilinen hatta Hindistan'da “Yoga Nidra” ya da Tibet Budizminde “rüya yogası” olarak adlandırılan bu pratik, son 100 yıldır bilim dünyasının da gündemine girdi. Bilim insanları fMRI tarama yöntemiyle bir kişinin rüya gördüğünü tespit edebildiği gibi o sırada bilincinin açık olup olmadığını da gözlemleyebiliyor.

Peki insanlar neden rüyalarını kontrol etmek istiyor? Kabuslarından kurtulmak için olabilir mi? Korku filmi izlerken korkuyu azaltmanın en kolay yolu kendine bunun bir film olduğunu hatırlatmaktır.

Bunun için herkesin önerdiği ilk yöntem, başta da söylediğim gibi bir defter tutmak. Düş defteri. Kimyacı Mendeleev gibi uyanır uyanmaz gördüklerinizi tüm ayrıntılarıyla kayda geçirmek için. Bir süre sonra belli temaların sürekli tekrar ettiğini fark edeceksiniz. Şiirlerdeki kafiyeler gibi. Aynı şeyler, aynı sözler ya da aynı mekanlar. Bunları fark etmek, rüya görürken rüya gördüğünü fark etmenin ilk adımları.

İkinci yöntem biraz daha karmaşık ve sizi uykusuz bırakabilir. Alarmınızı yattıktan 5-6 saat sonrasına kuruyorsunuz. Uyanınca 15-20 dakika yataktan kalkıp dolaşıyorsunuz. Sonra mümkünse yatak dışında bir yere uzanıp rüyanızda yapmak istediğiniz şeyi kafanızda canlandırıp söylüyorsunuz. Çölde dolaşan filler göreceğim… Çölde dolaşan filler göreceğim… Bu şekilde uykuya dalıyorsunuz.
Sonra gerçeklik kontrolü geliyor. Gün içinde rüya görüp görmediğinizi kontrol etmek için saatinize ya da ellerinize bakıyorsunuz. Sonra aynı şeyi düşlerinizde yapmayı deniyorsunuz.